BUILDING AWARENESS OF WORLD ENGLISHES AMONG UNIVERSITY PREPARATORY STUDENTS

The increasing number of non-native English speakers in the world has led to the use of varieties of English. Today, the number of speakers of English in the expanding circle has exceeded the number of speakers in the outer and inner circles. This has given rise to the scrutiny of English as a Lingua Franca (ELF). In this regard, the research and studies in this particular area have increased over the last decades. The purpose of this action research was to build awareness of World Englishes (WEs) among preparatory students at a private university in Turkey. The study was mainly concerned with acquainting the group with the term and raising consciousness about this subject matter. The research was conducted in a private university in İstanbul, Turkey to 20 preparatory students aged 18-21 with A2 level English proficiency. Adapted EFL materials including videos, dialogues, reading and listening texts were utilized. The data were collected through questionnaires and reflective essays. With regard to the results, the students had an idea about the concept of WEs and they became aware of the varieties of English to some extent; specifically, they displayed consciousness about the status of English across the world and sympathy toward WEs.Keywords: world Englishes, ELF, expanding circle, lingua franc

Tunceli' deki Cevherleşmeler ve Madencilik Faaliyetlerinin Su Sistemine Etkileri

Tunceli, yılda yaklaşık 2.2 hm3 yeraltısuyu ve 3112 hm3 yüzey suyu rezervi, bazı metalik madenler ile endüstriyel hammadde yatakları bakımından önemli potansiyele sahiptir. İldeki cevherleşmelerin ve madencilik faaliyetlerinin çoğunluğu, ilin en önemli iki akarsuyunu oluşturan Munzur ve Pülümür çaylarının drenaj alanlarında yer almaktadır. Munzur çayı drenaj alanında henüz işletmeye açılmamış Au, Cu, Mo, Pb ve Ag ile Pülümür çayının drenaj alanında ise Cu yataklarının varlığı bilinmektedir. Munzur çayı drenaj alanında işletme faaliyetine ara verilmiş kömür, Pülümür çayı drenaj alanında ise işletilmekte olan alçıtaşı, tuzla, kireçtaşı, bazalt ve kum-çakıl ocakları bulunmaktadır. İldeki Cr yataklarının önemli bir bölümü ilin kuzeyinde yine Munzur ve Pülümür çaylarının drenaj alanında yer almaktadır. Bu yataklarda zaman zaman açık işletme yöntemiyle cevher alınmakta ve bazı yıllarda işletme faaliyetlerine ara verilmektedir. Sanayinin neden olabileceği kirletici etkinin yok denecek kadar az olduğu Pülümür ve Munzur çaylarından alınan sediman örneklerinde kirletici etkiye sahip bazı toksik elementlerde zenginleşmeler tespit edilmiştir. Yine her iki çayın sediman örneklerinde asbest grubu minerallerin varlığı da belirlenmiştir. Pasalardaki asbest grubu mineraller ve kromit, ilin kuzeyinde mevcut olan aktif ve terk edilmiş açık işletmelerden drene olan sular tarafından Munzur ve Pülümür çaylarına taşınmaktadır. Bu işletmelerden taşınan sedimanlar Birleşik Devletler Çevre Koruma Ajansının (EPA) belirlediği sediment kalite kriterlerine göre Cr ve Ni’ce kirletilmiştir. İlaveten bu alanlardan drene olan sular da Pb ve Zn bakımından “Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği”ne göre, kıta içi 1. kalite su olma özelliğini kaybetmiştir. Ancak, kirlenmiş bu drenaj suları Munzur ve Pülümür çaylarına karışınca, kirlilik seyrelmektedir. Henüz endüstriyel faaliyetlerce kirletilmemiş Tunceli ilinin doğal ortamını temsil etmesi açısından, bu sediman ve su analiz sonuçları önemli güncel kayıtlardır. Munzur ile Pülümür çaylarının drenaj alanlarında var olan ve henüz işletmeye açılmamış maden sahalarında yüzey, yeraltısuyu, toprak ve bitki sistemleri analiz edilerek kirletici elementlerin kaynağı belirlenmelidir. Sağlıklı çevre koşullarının sürdürülebilmesi ve mevcut ekosistemin korunması için, ildeki ilgili kurumların var olan veya faaliyete başlayacak maden işletmelerine gerekli tedbirleri aldırması büyük önem arz etmektedir

New Petrological Data from the Western Termination of East Anatolian Accretionary Complex EAAC Eastern Turkey

Geodynamic characteristics of the East Anatolian Accretionary Complex (EAAC) have been one of the major research topic for last a few decades. The models hitherto try to interpret the role of Teritiary volcanism in EAAC were not wealthy, due to the few geochemical, isotopic and radiometric age data. Furthermore, since boundary of EAAC is delimited by geophysical methods, discussion about relationship between EAAC volcanism and other volcanics, which is close proximity with EAAC, is not sufficiently examined. To provide new data, this study focused to western termination -Tunceli Teritiary volcanic rocks- of EAAC. The most important reason for this target is the lack of analytical studies and insufficient data about petrographic-petrologic characteristics of the Tunceli Teritiary volcanic rocks. Volcanic rocks of these study area classified into two main groups; Lavas and Pyroclastics. Lavas include only basalts in the study area. Pyroclastics rocks consist of tuff, lapilli tuff and blocks. According to petrographical studies, basalts include three main minerals; plagioclase, olivine and clinopyroxene. Pyroclastic rocks formed by andesitic and basaltic clasts. In the study area the most dominant textures of the lavas are porphyritic and intergranular textures. Almost all of the volcanic rocks have suffered alterations which gave rise to the formation of secondary minerals such as sericite, serpentine and iddingsite. According to the petrochemical evidences, the characters of magma are identified into two series; alkaline and calc-alkaline. Some of the samples have a tendency to potassium enrichment; probably these results indicate a crustal contamination. Major and trace element analysis of thirty samples, revealed the volcanic arc and WIP characteristics of Tunceli volcanic rocks. According to the N-type MORB normalized trace element diagrams, these volcanic rocks are enriched by LIL elements while HFS elements are relative depleted. In addition, negative Nb and Ti anomalies indicate that this situation have resulted from subduction-related events or crustal contamination. All in all, these data clearly indicate that volcanic rocks in Tunceli have great correlation with Teritiary volcanic rocks of EAAC. Ongoing isotopes and age determination studies will be more starkly put forward the relationship between volcanic rocks of EAAC and Tunceli